Elon Musk Neuralink projesinde bugün zaten yapılmış şeyleri, yeni şeyler gibi piyasaya sürüyor. Bunun dışında Neuralink’in BCI (beyin-bilgisayar arayüzü) programı ilerlerse neler olabilir?
Elon Musk‘ın 2016 yılında kurduğu Neuralink, geçen ay BCI (beyin-bilgisayar arayüzü) implante edilmiş bir maymunun video oyunu oynayışını yayınladı. Elbette bu internet aleminde büyük bir yankı uyandırdı. Bazıları bunun önceki yapılmış şeylerden çok da farklı olmadığını düşünüyor. Örneğin Miguel Nicolelis, Neuralink‘in bu yayının herhangi bir yenilik olmadığını söylüyor. Çünkü bu maymun denemesine benzer bir faaliyet halihazırda 2014’te gerçekleştirilmişti. Nicolelis‘e göre Musk‘ın şu anda yaptığı yalnızca daha önce yapılmış şeyleri yeni gibi pazarlamaktan ibaret fakat Musk bunları müthiş şeyler olarak tanıtıyor.
Ancak Nicolelis‘in öteden beri yapılan her yeniliği basit ve yapılabilir şeyler olarak kenara ittiği de bir gerçek. Daha önceden de bir teknoloji şirketinin ürettiği elektrot yerleştirebilen bir robotu “sadece bir makine” diyerek küçümsediği de olmuştu. Neuralink de ona göre abartılı yatırımlarına rağmen pazarı olmayan bir teknoloji firmasından öte bir şey değil.
Öte yandan Nicolelis, Musk‘ın Neuralink girişiminin engelli insanların hayatını kolaylaştırma kaygısını paravan gibi kullanarak esasen robot ve insan birleşimi araştırmaları yaptığını öne sürüyor. Ki bu hiç de bilmediğimiz bir şey değil gibi. Zaten yalnızca video oyunu oynayan maymunu düşündüğümüzde bile bir insanın yerinin doldurulmasına yönelik bir uğraş olduğunu görebiliriz. Tabi bu teknolojilerle örneğin kolları olmayan bir insana, o insanın kontrolünde olan kollar da eklenebilir. Bu açıdan bakıldığında eski Siborg filmlerindeki gibi evrilebilir insanlar.
Ancak bu kadar iyimser olmadığımızda farklı şeyler düşünülecektir. Bu teknolojiler insan beynine ulaşmayı başardığında yani insanın ne düşündüğünü anlayan ve kontrol eden düzenekler haline geldiğinde nasıl bir tabloyla karşılaşacağız acaba? Sonuç olarak Neuralink veya benzeri uzun erimli beyin-bilgisayar arayüzü projeleri biraz bile ilerlerse, Black Mirror tarzı distopik bir dünyada yaşamamız gayet olası görünüyor.